Bir anne olarak hazırlamaya çalıştığım Otizm’de ergenlik adlı yazı dizisinin devamıdır.
Ergenlik dönemi 11 – 12 yaşlarında başlayıp yirmili yılların başlangıcına kadar süren, hızlı bedensel, ruhsal, sosyal değişiklikleri içeren dönemin genel adıdır. Çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olan ergenlik, yaşamda belki de en çok ilgi istenilen dönemdir.
Otizmli hastalar üzerinde yapılan gözlem ve çalışmalarda; Yüksek fonksiyonlu otizmlilerin düşük zeka düzeyi olan otizmlilere göre genel olarak daha iyi seyir gösterdikleri görülmüştür. Vakaların önemli bölümünün meslek sahibi olabildiği, bağımsız bir hayat sürdürebildiği ve hatta evlenip çocuk yetiştirebildiği bildirilmiştir. Bu sonuca bakarak; ergenlik sürecinin yüksek fonksiyonlu bireylerle otizmli olmayan bireyler arasında büyük farklılıklar göstermediğini söyleyebiliriz.
Bu sebeple öncelikle ergenlik döneminin genel özelliklerini kısaca gözden geçirmekte fayda var. Dönem içinde çeşitli yaşlar farklı gelişim sıçramaları gösterir. Bu nedenle gelişim özelliklerini göz önünde tutarsak bu dönemi üç evreye ayırabiliriz.
Ergenliğin başlangıcından sonlanışına kadar gerçekleşecek tüm değişiklikler ve yaşanacak uyum sürecinde ortaya çıkan duygusal tepkiler evrenseldir. Ancak yine de bireysel farklılıklar gösterir.
Bu sürecin ne zaman başlayacağı, ne zaman sona ereceği, ne gibi uyum problemleri ile karşılaşacağı, bunlarla nasıl baş edeceği , bu dönemden ne tür kazanımlarla çıkacağı kişisel bir deneyimdir.
Bu, kişinin kalıtsal mirasından, içinde yaşanılan toplumun kültürel değerlerinden, beslenme alışkanlıklarından ve aile tutumlarından kaynaklanır.
Ergenlik döneminin üç farklı evresi
*Buluğ (puberte)Kızlarda ortalama 11 – 13, erkelerde 13 – 15 yaştır. Buluğ dönemi fizyolojik değişikliklerin en yoğun olduğu dönemdir. Kızlar erkeklere göre yaklaşık iki yıl kadar önce bu döneme girerler. Hızla boy uzar. Cinsiyet özellikleri belirginleşir. Üreme organlarının yapısında değişme ve olgunlaşma gerçekleşir.Tüylenme, seste kalınlaşma, kadınsı ve erkeksi beden görünüşüne ulaşma. Kızlarda ilk adet görme, erkeklerde ilk boşalma bu süreçte görülür. Bu fizyolojik değişiklikler sırasında ergenin ilgisi kendi bedenine yönelmiş durumdadır.Bu süreçte sebepsiz öfke patlamaları, durup dururken ağlamalar, sinirlilik halleri sık görülür.

*Ergenliğin son dönemi:Ortalama 18’den 20’li yaşların başlarına kadar olan dönemdir. fiziksel gelişimin tamamlandığı, ilişkilerde çatışmaların azaldığı bir dönemdir. Bağımsızlık, kendi kararlarını verme, seçim yapma konusunda çelişkileri azalır.
Normal çocuk ergenlikteki bu değişimleri ailesi ve arkadaşları ile konuşarak, cinsel deneyim ve sorunları tartışarak, okuyarak öğrenebilecektir. Otizmli çocuk çoğu zaman bunlardan yoksundur. Ailenin belli başlı endişeleri nedeni ile de daha fazla baskı ve kontrol altındadır.
Bu nedenle de kendi kabuğuna çekilecek ve sorun sadece belli bir süre için askıya alınacaktır. Fakat daha sonra sorunlar daha da şiddetlenerek ortaya çıkacaktır.
Aslında fiziksel manada Otizmli Çocuk/ergenin cinsel gelişimlerinde özel gereksinimi olmayanlara göre hiçbir farklılık yoktur. Onlar da yaşamlarının getirdiği değişiklikleri yaşıtları gibi yaşarlar. Ancak bu dönemde algılama, muhakeme ve kavrama becerilerindeki yavaşlamadan dolayı farklılıklar olabilmektedir
Ergenlik süreci içerisindeki Otizmli bir çocukta görülebilecek durumlar ve alınabilecek önlemler:
Fiziksel görünüm değişiklikleri :
Otizmli, mental retarde veya sınırda zeka düzeyine sahip çocuklarda bazen fiziksel görünümde de değişiklikler oluşabilir:
Puberte ile birlikte sevimli, parlak bakışlı çocuklar gider yerlerine normal olmayan ve donuk görünümlü çocuklar gelebilir. Sıklıkla bu tip değişiklikler altta yatan, sadece çocukluk çağının ardından deri sorunları ve diğer fiziksel görünüm değişiklikleri oluşturan, tubero sklerozis veya nörofibromatozis gibi fiziksel bir bozukluğa bağlı olabilmektedir.
Erkeklerde kilo artışı, cinsel organlarda büyüme, cinsel organ çevresinde kıllanma, kilo ve boyda artma gibi fizyolojik değişikliklerin yanı sıra, ciddi kimlik bocalamaları ve psikolojik sorunlarda görülebilir. Kızlarda; meme gelişimi, koltuk altı ve cinsel bölgede kıllanma, adet kanaması, kilo ve boy artışı gibi fizyolojik değişiklikler ve bunun yanı sıra birtakım ruhsal sıkıntılar olabilir. Her iki cinste de vücuttaki yağ artışından kaynaklanan sivilceler çeşitli sıkıntılar yaşanabilir. Çocuk bu dönemde devamlı kendisini inceler kendisindeki değişikliklerin farkına varır
Değişen vücudu hakkında çocuğunuzla konuşun: Çocuğunuz spektrumun hangi noktasında olursa olsun, bu değişim hakkında bilgisi ne kadar net olursa olsun bu değişimi gerçekten anlayabileceği bir seviyede ve dille ona anlatmanız gerekmektedir. Aksi takdirde çocuğunuz adet gördüğünde ya da ıslak rüyalar yaşadığında fazlasıyla siniirli olabilir ya da bu durum onu çok endişelendirebilir. Başlangıçta basit kelimeler ve resim, fotoğraf gibi görseller oldukça yardımcı olabilir. Net olun ve abartmayın.
Bu ihtiyacını düzen içerisinde yapması biz ana babaların görevidir. Eğer çocuklarımıza yarar sağlamak istiyorsak bunları düzenlemeliyiz.
Bu süreçte çocuğa fiziksel değişimlerinden kaynaklanan hijyen vb kuralların eğitimi verilmelidir.
Örneğin; kız çocuklarına adet döneminde yapılacaklar vb…
PECS kartları ile bu konuda hikayeler hazırlayarak ne yapması gerektiğini öğretebiliriz.
Devam edecek……
Serpilgül Vural
Add Comment